Ummadık Daş Baş Yarar

İnsana Dair

135

Yaratılmışların en tuhafı… Topraktan gelen ve yine toprağa dönen(1). Günahsız gelen, günahsız
dönemeyen(2). Öleceğini bilen, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan(3). Dünyadaki hiçbir varlık ondan daha
üstün olamaz ve yine hiçbir varlık ondan daha aşağı olamaz.
İnsan dediğimiz bir beden ve ondan daha önemlisi bir ruh. O ruh ki koca bir evren. İçinde binlerce an
ve binlerce insan. Taşıdığı yüklü bulutlarla, içindeki kor alevlerle ve ölü denizleriyle varlığını
sürdürmeye çalışan bir insan. Bazen insanlığından uzaklaşan, insan olmaya çalışan bir insan.

“Ah bir bilsen kimdin sen
Toprağın zerresinden gelen
Ey insanoğlu!
Neydin, ne oldun?
Dön bir bak kendine
Bu sen gerçekten mi sen?
Tüm boş verdiklerin yüzünden
Her gün yeni bir sen daha
İş işten geçmeden
Bir şans versen kendine
Akıp gider zaman ellerinden
Dönmez geri”

İnsan… Bu dünyaya gelmiş. Önce tanımaya çalışmış. Devam edebilmek için savaşmış. Kendinden
büyüklerle mücadele etmiş. Bulmuş, yemiş, öğrenmiş, yakmış, çizmiş… Çizerken ne düşünmüş?
Denemiş, yanılmış, denemiş… Düşünmüş, toplamış, toplanmış, bir araya gelmiş. Arkasından
sürüklemiş. Saldırmış, korumuş. Kendinden olanı sevmiş, yüceltmiş. Zamanla kendini daha çok
sevmiş. Terk etmiş, terk edenleri sevmemiş. Eleştirmiş, eleştirenleri sevmemiş. Aynayı bulmuş, bakıp
cismini sevmiş. Çoğu zaman cisminden ruhunu görememiş. Dışını süslemiş, içini unutmuş. Parlamış,
parlatmış. Öteki parlayınca söndürmek için elinden geleni yapmış. Empati demiş, yapamamış.
Öğrenememiş. Yaşamayı öğrenememiş.
Toprağı benimsemiş. Uğruna savaşmış. Ekmiş, biçmiş, karşılığını almış. Nankörlük etmiş(4). Gözü
doymamış, yetinmemiş(5). Dahasına göz dikmiş. İcat etmiş, kölesi olmuş. Yapmış, bozmuş. Yıkmış,
inşa etmiş. Daima çıkar düşünmüş. İnsan bu, her şeyden çıkar olmuş. Çileden çıkmış, zıvanadan
çıkmış. En sonunda insanlıktan çıkmış.
Esir olmuş, esir etmiş. Hürriyeti için başkaldırmış. Kan dökmüş, kurban vermiş. Bastırmış, bastırılmış.
Kavuşmuş, kaybetmiş. Ayrılmış, ayrıştırmış. Sevmemiş. Ötekini olduğu gibi kabul edememiş.
Zenginliğinin farkına varamamış. Ve yine öğrenememiş. Birlikte kardeşçe yaşamayı öğrenememiş.

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…”
Nazım Hikmet

Hâlbuki insan…
“Yüreğiyle baksa görebilirmiş.” Umut etmekten vazgeçmese başarabilirmiş. Çabası isteği kadar olsa
hedefine ulaşabilirmiş. Tükettiği kadar değil, tükettiğinden fazlasını üretse varlığı sürdürebilirmiş.
Ötekileştirmeyi değil, kucaklamayı seçse… Sarılmanın tadına varsa bundan asla vazgeçmezmiş.
Kusursuzluğun değil, kusurlarıyla güzel olmanın peşinde olsa… Eşyayı değil, yüreği önemsese…

Toprağa, suya, havaya, doğaya, hayvana, insana… Yeryüzünde ve gökyüzünde yaratılmış olana saygı
duysa… Sevdiğinde içtenlik, konuştuğunda samimiyet olsa kendini gerçekleştirebilirmiş.
Kısaca insan becerememiş. Kendini gerçekleştirememiş. Başarmaya çok yakınken, birileri umut
etmişken, öteki birileri her seferinde umudu kesen taraf olmuş. Mutlaka olmuş. Adına insan denmiş
ama henüz insan olabildiği görülmemiş.

“Dersin: “Kişinin tâkatı neymiş, gücü ne?” Bir dev gibi davran işlerin en gücüne! “İnsan” dediğin,
insan olur gerçekten; sahipse eğer kendini aşmak gücüne!”
Arif Nihat Asya
.
.
DAHA SÖYLENECEKLER VAR…

DİLŞAH NUR GÜNEŞ

1 Taha Suresi 55.Ayet
2 Tin Suresi 4-5.Ayet
3 Cuma Suresi 8.Ayet
4 Hud Suresi 9.Ayet
5 Mearic Suresi 19.Ayet

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.