Ummadık Daş Baş Yarar

Malezya Part V/ Penang

193

Artık upuzun bir yolculuğun sonlarına doğru yaklaşıyoruz. E zaten her şeyin sonu vardır. Bu sefer diğer bir adadan bahsedelim. Penang

 

Burası Langkawi’nin aksine karayla köprü vasıtasıyla bağlanmış bir ada. Köprü 225 metre uzunluğuyla Malezya’nın ikinci, Güneydoğu Asya’nın ikinci en uzun köprüsü olarak kayıtlara geçiyor. Karayolu dışında demiryolu ve havayolu ile ulaşım sağlanabiliyor. Şimdi sıra sıra gezilecek yerlerden devam edelim;

 

KEK LOK Sİ

 

Bir Budist tapınağı olan Kek Lok Si’nin yapımına 1900’lü yıllara doğru başlanmış. Şu an yapımı devam eden devasa bir heykel var. Oraya ne yazık ki giriş yapamadık. Onun dışında birkaç tapınak ve bahçe merdivenlerle birbirine bağlanmış halde. Yüzlerce heykelin bulunduğu bu tapınağa öğle vaktinde gitmenizi çok önermem. Hem yorulur, hem terlersiniz.

 

SNAKE TEMPLE

 

Tapınağı diğerlerinden ayıran tek bir özelliği var. O da isminden  de belli olduğu gibi içeride yılanların bulunması. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış herhangi bir şey diyemem. İki fotoğraf 40 RM. Meraklısı olanlar için güzel bir yer.

 

PENANG HILL

 

Şimdi gelelim manzaraya doyduğunuz tepeye. Tepe-yer arası git gel yapan feniküler tarzı bir trenle yukarı çıkabiliyorsunuz. Yukarıda 2-3 adet kafe mevcut. İsterseniz manzarayı seyrederken kahvenizi de yudumlayabilirsiniz. Geldik belki de Malezya’da geçirdiğim en yorucu fakat en zevkli olaya. İnmek için yeniden trene binmeniz gerekiyor. Fakat sıranın gereğinden fazla uzun olması hasebiyle aşağı (700 metre) yürüyerek inmeye karar verdik. Saatin 7.10 olması ve havanın da 7.30’da kararması yüzünden olabildiğince hızlı olmaya çalıştık. Şanslıydık ki trekking meraklıları için patika var. Ama ne patika! Ağaç köklerinden dolayı sürekli birimiz takılıyor, düşmemize ramak kalıyordu. 300 metreye geldiğimizde artık ayaklarımız titrediğinden orta istasyondan trene bindik. Sondaki manzara için değerdi bile.

 

ARMENIAN STREET

 

Sokak sanatını adım başı hissedebileceğiniz bir yer. Sıralanmış hediyelik eşya dükkanlarının yanı sıra duvar resimleri de uğrak yerler arasında. En ünlü resimlerden biri “Bisikletteki Çocuklar”. Sıra diğer sokağa kadar uzayabiliyor. Yer yer ilginç tatları da deneyebilirsiniz.

 

LITTLE INDIA

 

Çok olumlu yorumlar yapamayacağım bir yerdeyiz şimdi de. Son ses Bollywood müzikleri, ağır baharat kokusu, daracık sokaklar ve mağazalar… Çok fazla kuyumcu olması Hintlilerin takıya olan düşkünlüklerinin bir göstergesi. Zaten mağazaların çoğunluğu da giysi ve takıdan oluşuyor. Eğer kınadan hoşlanıyorsanız mutlaka uğramanız gereken bir yer.

 

ST GEORGE’S CHURCH

 

İçinde çok fazla vakit geçirme fırsatı bulamadığım fakat ziyaret edilmesi gereken bir yer. İlk gittiğimde kapalı olup ikincide ayine denk gelmiştim. İçeriye şöyle bir göz atıp ayrılmak zorunda kaldım.

 

Her şey olacağına varırmış. Malezya da buraya kadarmış. Ne yapalım? Nasip olursa başka başka ülkelerden sizlere yazmak dileğiyle.

Kendi çektiğim fotoğraflara ulaşmak için www.abdurrahmanunal.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

En iyi dileklerimle…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.