Ummadık Daş Baş Yarar

Romanya Yolcusu Kalmasın

144

Romanya, birçok kişiye göre Balkanların Paris’i. Bir zamanlar ceddimizin at koşturduğu güzel
ülke..
Romanya’da yaklaşık 50 gün bir proje için kaldım. Hayatımda yaşadığım belki de en güzel
günleri yaşadım, kendimi tanıdım…
Romanya’ya gitmeden 1 ay öncesine kadar bu ülke hakkında başkenti dışında herhangi bir
fikrim yoktu. Her şey benim için çok ani gelişti. İngilizcemi geliştirmek için yurt dışı
imkânlarına bakarken kendimi Aiesec adlı bir sitede buldum. Nedir, ne değildir diye bakayım
derken ertesi gün Aiesec ofisindeydim. Oradaki yetkili, bazı projeler ile yurt dışına
çıkabileceğimi hem dilimi geliştirip gezebileceğimi hem de ihtiyacı olan çocuklara yardım
edebileceğimi söyleyince neden olmasın deyip ülke seçmeye koyuldum. Neden bilmiyorum
ama Romanya bana çok yakın geldi, projemi seçip anında başvuru yaptım. Karşı tarafın bana
ulaşması da benim başvuru yapmam kadar hızlı oldu. Ertesi gün Skype üzerinden bir
mülakatım vardı. Tabii ki biraz heyecan vardı ama iyi hazırlanmıştım. Mülakat sonrası bir
mail ile kabul edildiğimi öğrendim. Evet, 3 gün içinde başvuru yaptım ve kabul edildim.
Romanya yolcusu kalmasın…
Uçaktan iner inmez Romanya’da kalacağım süre boyunca bana eşlik edecek bir gönüllü beni
ailesi ile birlikte karşıladı. Romanya’ya indiğim ilk saatlerde böylesine sıcak bir karşılama
beni oldukça etkilemişti. Beni yurduma yerleştirdikten sonra benim için yemek
hazırladıklarını ve evlerine davet ettiklerini söylediler. Tabii benim canıma minnet, hemen
kabul ettim. Hazırladıkları yemekleri Müslüman olduğumu bildiklerinden dolayı domuz etsiz
ve alkolsüz yapmaları beni oldukça etkilemişti. Yemek sırasında ülkemiz ile ilgili oldukça
fazla soruları vardı; sohbet havasında Türk siyasetini, tarihini, kültürünü ve olmazsa olmaz
Türk dizilerini konuştuk. Şunu söylemek isterim ki Romanya seyahatim sırasında Türk dizi
sektörü beni oldukça şaşırtmıştı.
İlk hafta bir eğitim sürecinden geçtik ve projemdeki diğer yabancı gönüllüleri tanımış oldum.
Sonrasında bu insanlar benim Romanya’daki ailem oldu diyebilirim. Sonraki bir ay boyunca
Romanyalı çocuklara çok güzel eğitimler verdik. Hepsinin bizi gördükleri zamanki
heyecanları ve bize veda ederken ki hüzünleri beni en çok etkileyen durum olmuştur.
Hafta sonları seyyah modu…
Hafta içi yapılan planları hafta sonu çok iyi harekete geçiriyorduk; tüm dünya ülkelerinden
insanlar trene doluşup farklı farklı şehirlere dağılıyor oralarda bir gönüllü çalışan değil de
adeta bir turist oluyorduk…
Uzun lafın kısası mükemmel zamanlar geçirdim. Artık dünyanın birçok yerinde bir evim
olduğunu biliyorum. Brezilya’dan Hindistan’a, Malezya’dan İtalya’ya, Endonezya’dan
Azerbeycan’a…
Yurt dışında uzun bir vakit geçirince ülkemin değerini gerçekten anlamadığımı fark ettim.
Gerçekten cennet gibi bir vatanımız ve çok güzel insanlarımızın olduğunu ve bunlar için
Cenabı Allah’a binlerce şükür etmemiz gerektiğini fark ettiren Romanya’ya sonsuz
teşekkürler…

ORHAN CAN KIRAÇ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.