Ummadık Daş Baş Yarar

Son(mu)bahar

Betül Beyza Madenci

426

 

Sonbahar denilince aklımıza ilk gelen şey serin havalar, dökülen yapraklar ve şiddetli yağmurlar. Kimine hayal kırıklığı kimilerine yeni umutlar vaat ediyor bu sonbahar. Her ne kadar bu sonbahar resmi herkes tarafından sevilmese de aslında kendine has gizli bir güzelliği var bu mevsimin.

 

 

Sonbahar sözleri genellikle ayrılıklarla, bitişlerle özdeşleştirilse de, çok az insan sonbaharı yeni başlangıçlardan önce son adım olarak görür. Sonbahar yeni bir başlangıçtan önce eski bir şeylerin bitmesini simgeliyor. Ağaçlardaki yapraklar dökülmese yenileri çıkmaz, yağmurlar yağmasa gökyüzü açılmaz. Doğa uzunca bir yorgunluktan sonra fazlalıklarından kurtulup derin bir dinlenme uykusuna dalıyor sanki. Bir süre mücadelesine, savaşına, çabalamaya ara veriyor ki, tekrar uyandığında daha güçlü olsun. Güneş yazın daha parlak olmak için dinlenmeye çekiliyor sanki. Sonbahar ile ilgili sözler bu bitişleri üzüntülü bir şekilde aksettirse de, bir başka bakış açısından sonbahar sanki uzun bir koşu öncesi nefes almak gibi. Bu yüzden güz mevsiminde daha melankolik bir ruh haline bürünmek yerine ilerde yapacaklarımıza dair hazırlıklar yapsak hiçte fena olmaz bi yerden başlamış oluruz. Hayatımızın planlarını çizelim. Ve başlayalım birlikte bu güzel adımlara.

Bak yine döküldü yapraklar bak yine gelecek bahar…Şimdi hafif yağmur yağmış, pencere önüne kahvemi almışım. Üzerimde bir battaniye ve odun yanma sesleri ile , dünya nasıl bi gezegen nasıl merkür içindeyim onu sorgularken buldum kendimi gene. Hadi biraz da buradan bakalım hayata ! Başka ne isteriz ki hayattan değil mi ? Ya da başka bir açıdan hiç düşündük mü? Aslında her anımızın farklı bi nimeti, farklı bir şükrü vardır.

Dışarıda yürüyoruz şimdi ağaçtan dökülen yapraklarla oynayarak gidiyoruz. Hani demiştim ya yağmur yağıyordu diye ; yağmur dinmiş su birikintilerine basıyorum arada. Ama kaç yaşına geldim su birikintilerine basarken değil de bastıktan sonra annem kızacak “kızım hala büyüyemedin sen yine üstüne çamur yapmışsın” diyecek diye düşünüyorum.

İçimizi ısıtan tebessümlerin her biri ayrı bi muamma.

Turgut Uyar’ın da dediği üzere

…………………………
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
Sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.