Bugün size yolculuğu bilim yolculuğu olmuş, ömrünce bunda sabit kılmış bir zat-ı muhteremden bahsetmek istiyorum: “Uluğ Bey”
“İlmin hükümran olduğu bir ülkenin ferdi olmayı hükümdar olmaya tercih ederim” sözüyle gönüllere taht kurmuş, bir Orta çağ İslam entelektüelidir Uluğ Bey. Bilimle ışık olup, yalnız müslüman dünyasını değil, aynı zamanda Avrupa’yı da aydınlatabilmiş bir şahsiyettir. Batı bilim dünyasınca aydaki bir kratere ismi verilmiş, Orta Çağ’daki önemli müslüman ilim insanlarını adeta toprak olup, yeşertmiş bir Sultan… Orta Çağ’da önemli bilim adımlarını atan bu zat-ı muhteremin bu yönüyle isterseniz daha yakından tanıyalım.
Asıl ismi Mīrzā Muhammad Tāraghay bin Shāhrukh’tur. Dedesi Timur, babası Şah Ruh, annesi Gevher Şad ’tır. Timur, Mirza Muhammed’i çok sevdiğinden ona Emir-i Kebir yani Uluğ Bey demiştir. 22 Mart 1934’te Azerbaycan taraflarında Sultaniyye’de doğan Uluğ Bey, dedesi Timur’un aksine, askerlik savaşçılık yerine gök kubbenin sırrına muvaffak olmak niyetindeydi. O toprak fethetmek değil, ilim öğrenmek, ilim meclisleri kurmak ve içerisinde yer almak arzusu içerisindeydi. İlme olan sevgisi babası Şah Ruh’dan gelmektedir. Şah Ruh, bilginlere ve sanata büyük saygı duyardı. Türk Mimarisini de önem veren Şah Ruh, Horasan’ın başkenti Meşhed’de yaptırdığı camii bir şaheserdir. Uluğ Bey de bundandır ki bilim insanları ve sanatçılara büyük saygı göstermiş, şiire, tarihe merak salmıştır. Ayrıca İktidarı olduğu dönem boyunca babası gibi Türk Mimarisinin kıymetli eserleriyle tüm ülkeyi donatmıştır.
Hem yöneticilik yapan hem bilim adamı olan Uluğ Bey, asıl matematik, geometri ve astronomi alanlardaki bilgisiyle tanınmıştır. Dönemin en gelişmiş rasathanesinin Semerkant’ta kurulmasına muvaffak olmuş, rasathanenin her şeyiyle yakından ilgilenmiştir. Dönemin en önemli bilim insanları bu rasathanede yetişmiş, Semerkant’ı bir bilim merkezine çevirmiştir. Önemli bilim insanlarından olan Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid ve Ali Kuşcu ile çalışmalar yapmıştır. Yapılan çalışmalar, astronomi biliminin bugünkü seviyeye gelmesi açısından büyük bir önem arz eder. Yeni astronomi aletleri geliştirilmiş, geliştirilen usturlapla 1000’den fazla işlem yapılır hale gelmiştir. Ayrıca gökyüzü haritasını çıkarmış, kendinden sonra gelenlere çalışmalarıyla rehberlik etmiştir. En önemli eserleri Zicleridir. Bunlar Zici Gürgani, Uluğ Bey Zici, Zici Cedidi Sultanidir, bunların hazırlanmasında Ali Kuşçu’nun da katkısı olduğu düşünülmektedir. Eserleri dönemin gök koordinatlarını göstermekte, o zaman için ulaşılmaya olanaklı bütün astronomi bilgilerini barındırmaktadır. Zic-i Gürgani adlı eseri 1840’larda Avrupa’ya girmiş, uzun bir süre Pozisyon Astronomisinin ana kaynağı olarak kullanılmış bir eserdir. Ziclerde aynı zamanda ara ara matematik ve geometri problemleriyle de karşılaşılır. Bu problemlere çözüm önerisi getirmiştir.
Hocası olan ve Semerkant Medresesinin başına getirilmiş Kadızade Rumi, Uluğ Bey’in 1 derecelik yayın sinüsüne dair buluşun ne kadar önemli olduğunu belirmiş ve şunu söylemiştir:” Bir derecelik yayın sinüsüne dair yapılan matematiksel açıklama ve kanıtlardan bağımsız düşünsek bile konu, sadece yazıda belirtilmiş değerler bile olsa, bu çalışmanın ne kadar değerli olduğunu göstermeye yeterlidir.
Ayrıca Uluğ Bey’in yıldız yılının uzunluğuna dair hesapları, günümüz bilgilerine çok yakındır. Sadece devrinin değil, tüm devrin şaheserlerinden olan çalışmalarıyla adından sıkça söz edilmiş bir bilim insanı olmuş, Batı onun için 15. Asır Astronomu demiştir. O fetihleriyle değil, ilmiyle adından söz ettirmiştir. Adeta parlak bir yıldız olup, vefatından sonra da etrafında ışık saçmaya devam etmiştir. Özellikle Osmanlı’daki astronomi çalışmalarında Uluğ Bey’in yetiştirdiği bilim insanlarının büyük katkıları olmuştur.
Yaptıklarıyla ölümsüzleşmiş ve ebedi hayata göç etmiş kıymetli bilim insanlarına ithafen…
Saygıyla.
Nezihe TUNÇ
Daha detaylı bir bilgi için:
Golubev, Gleb (2011). “Uluğ Bey”, tercüme Abdrasul İsakov. Ankara: Türk Tarih Kurumu.
Unat, Y. (1999). Osmanlı Astronomisine Genel Bir Bakış. Osmanlı, (Editör: Güler Eren-Kemal Çiçek-Cem Oğuz), C, 8, 411-420.
TDV İslâm Ansiklopedisi, Uluğ Bey maddesi.