Zor Dönemi Dijitalleştirmek
Pandeminin dünyada gündeme oturduğu zaman bizim sektörde en çok sorulan soru şuydu:
Dijital dönüşümünüzü şirkete en hızlı kim adapte eder?
- CEO
- CTO
- KORONAVİRÜS
Cevapta malum hepimizin bildiği gibi KORONAVİRÜS… Pandemi ile evlere kapandığımızda hayat bir şekilde devam etmeliydi bunun için de en hızlı ve en güvenilir yöntem dijitalleşme oldu. Dijitale, teknolojiye çok uzak kalan hep temkinli yaklaşan yöneticiler, çalışanlar dahi bu nimetten fazlasıyla faydalandılar; işlerini kolaylıkla dijital ortamlardan yürüttüler, toplantılarını görüntülü konuşmalar ile bir araya gelmeden evlerinden yapabildiler.
Görüntülü görüşme uygulamalarında Zoom, Skype, Hangout ve Teams kullanımı yaygınlaştı. Skype 3.1 milyon kullanıcıdan 5.5 milyon kullanıcıyla Türkiye’de en yaygın kullanılan araç olurken, Hangout, kullanıcı sayısını 3 milyondan 4.4 milyona taşıdı. Zoom, ise kullanıcı sayısını 20 kat arttırarak 200 binden 4 milyon kullanıcıya ulaştı. Microsoft Teams Günlük 75 Milyon aktif kullanıcı sayılarını yakaladı. Bu sayede Zoom, hem Hangout’u hem de Skype’ı solladı. Bu arada aklıma hep takılan neden bizim yerli bir uygulamamız yok, neden biz yabancı uygulamaları kullanıyoruz diye veryansın ederken bu çağrım cevap bulmuş olacak ki HAVELSAN firması Diyalog isimli bir uygulama geliştirdi. Büyük ihtimalle öncelikle kamuda daha sonra da şirketler ve bireysel bazlı kullanımlara başlayacağız.
Süreç devam ederken birçok şirket ülkemizde de mevcut örnekleri var bundan sonra Home Office çalışma kararı aldılar. Genel itibarıyla baktığımızda “Dünya eskisi gibi olmayacak” iş yapma şekillerimiz tam anlamıyla olmasa bile birçok sektör kendini yenileyecek yeni düzene adapte olacak olmayan şirket ve kurumlarda unutulup gidecek. Pandemi sürecinde birçok dijital alışkanlıklar kazandık, bakınız alışkanlıklar için 21 gün kuralı vardır. Google’a girin araştırın siz bu yazıyı okurken pandemi sürecinin kaçıncı günündeyiz? Artık kazandığımız dijital yetilerimizi iptal edip bir kenara atamayız, bu süreç bize dijitalin hayatımıza ne kadar olumlu katkılar sağladığını dijital ile entegre bir hayatın sürdürülebilir olduğunu ispatladı, her ortamda dijitalleşme şart bir şekilde bireysel veya kurumsal olarak bu sürece girmek şart dönüşüme direnmeyin diyordum, büyüklerimizin dediği gibi “Bir musibet bin nasihatten iyidir” keşke bu süreci bu şekilde kötü bir salgın ile öğrenmemiş olsaydık.
Fortune 1000’de yer alan 938 dev şirketin de içinde bulunduğu en az 5 milyon kurumsal yapı, virüsün sebep olacağı ekonomik bunalımdan etkileneceği ön görülmekte olumsuz etkinin en aza indirgene bilmesi için kurumların kesinlikle dijitale bugünden yatırım yapması gerekmekte.
Dünya genelinde koronavirüs etkisi ile sadece futbol alanında beş büyük ligdeki (İngiltere Premier Lig, İspanya La Liga, Almanya Bundesliga, İtalya Serie A, Fransa Ligue 1) kulüplerin toplam mali kaybı 4 milyar euroya kadar çıkıyor. Belki çözüm olamaz ama en azından kayıpları biraz daha aza indirmek ve futbol heyecanını aktif tutabilmek adına e-spor tarafında daha etkili olunabilseydi maddi kayıplar inebilir, futbol heyecanı devam edebilirdi.
Koronavirüs yayılmasını sınırlamak amacıyla, dünyanın çoğu ülkesinde okullar ve üniversiteler kapandı. Yaklaşık 1,58 milyar öğrenci için öğrenim faaliyetleri durdu, hemen hemen tüm eğitim kurumları uzaktan eğitim çözümlerini kullanmaya başladı. Bu aksama 63 milyon ilk ve orta öğretim öğretmeni ve çok sayıda çalışan personelin işini de etkiliyor. Dünyanın çoğu ülkesi gibi bizim ülkemizde de uzaktan öğrenim hem devlet okullarında hem özel okullarda hızlı bir reaksiyon alınıp dijital ortamlarda evimizin güvenli çemberinde devam etti. Eğer dijital ortamlara yatırımlar yapılmasaydı eğitim süreci büyük bir sekteye uğrayacak ve ekonomik anlamda büyük bir hüsran yaşanacaktı. Önümüzdeki eğitim sezonunda da bu deneyimi yaşayan kurumların hepsi normal eğitim süreçlerine ek olarak dijital süreçleri de devam ettireceklerdir. Genel olarak bakılınca dijital süreçleri hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz epeyce benimsediler ve işlerin daha kolay olduğunu deneyimlediler. Yeni eğitim sezonu başlayınca öğrencilerin vereceği ilk tepkiler neden okula gidiyoruz, evden de eğitim-öğretim yapılabiliyordu olacak, burada da yeni sorunlar ve yeni çözümler üretmemiz gerekecek. Bana göre okulun sadece eğitimin yapıldığı bir alan değil, sosyalleşmenin yapıldığı bir alan olarak yeni bir kimlik kazanacaktır.
Koronavirüs‘ten en çok etkilenen sektörlerden biriside perakende sektörü oldu; birçok ülke de sokağa çıkma yasakları, AVM kapatmaları, insanların dışarıya çıkıp mağazalara gitmeme istekleri ürünleri denemeden duydukları tedirginlikler ve benzeri olumsuz düşünce ve faaliyetler perakende sektörünü ister istemez küçülttü. Diğer taraftan dijitale yatırım yapan şirketler e-ticaret sayesinde mağazalardan uğradıkları kayıpları bir nebze onarmaya çalıştılar ve bu alana daha çok yatırım kararı aldılar.
Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, “The Future of Every Thing Summit” de yaptığı konuşmada “Pandemi, e-ticaret operasyonumuz için hızlandırıcı etki yaptı. e-ticarette 2024 için koyduğumuz planlara 2021’in sonunda ulaşacağımızı öngörüyoruz, 2 sene öne aldı” diyerek sürecin nasıl hızlanacağını ve bundan sonra nasıl olacağına dahil ön bilgiler verdi. Sayın Boyner’inde dediği gibi perakende sektörü artık daha çok dijitale ve teknolojiye yatırım yapacak ki ayakta kalma şansı olsun.
Son olarak sizler ile bir araştırma paylaşmak isterim bireysel olarak kendimize uyarlayıp ileri ki süreçte hangi konumda nasıl yer almalıyım diye bir öz eleştiride bulunalım. (Araştırma KMPG) Kurumların %29’u önümüzdeki dönemde “Kritik personel” tanımının değişeceğini öngörmektedir.
%28’i ise, yıl sonu ücret artışlarını gerçekleştirirken COVID-19 Pandemik Salgını sonrasındaki çalışma düzeni ve iş dinamiklerini göz önünde bulundurarak, çalışanları arasında bir farklılaştırma yapmayı düşünmektedir.
Ücret artışlarında farklılaştırma yapılması planlanan çalışan profilleri
• Değişen koşullar altında üretkenliğini sürdürebilen, esnek, çevik, uyumlu, disiplinli, disiplinler arası çalışabilen ve tüm süreçler üzerinde hakimiyet gösterebilen çalışanlar (bana göre pandemi sürecinin bize gösterdiği en önemli değer)
• Ofise bağlı çalışanlar, operasyonel roller, merkez ekip çalışanları
• Bilgi Teknolojileri alanında çalışanlar
Pandemi sürecinin bize göstermiş olduğu en net kavram insan olduğumuz için her zaman bir iletişime bir sosyalleşmeye ihtiyacımız var. Bu süreçte de bu ihtiyaçlarımızı gidermek için bugün olduğu gibi yarında dijitalleşmeye ihtiyacımız olacak.